Wednesday, March 14, 2007

Candan, we miss you so much! /// Candan, seni öyle özlüyoruz ki!

I am back "in the presence" of your blog spot, at least.

Honey, Soren and I have missed you so much this past week. We have your picture on the kitchen table with a vase of beautiful pink star lilies, so fragrant, and pink orchids. On March 11th, we lit candles and sat together in the kitchen, remembering and talking about you and how we loved you. We played the music your father had the musicians play at your grave site last April, and then we played songs that we had played last year at this time, when we were grieving on opposite sides of the world. Soren wrote about one of those songs in an early post here--a Pearl Jam song, "Light Years." The refrain goes like this:

And wherever youve gone and wherever we might go.
It dont seem fair, today just disappeared.
Your light's reflected now, reflected from afar.
We were but stones; your light made us stars.

And I was playing a song, "Calling All Angels," with this refrain:

calling all angels
calling all angels
walk me through this one
don`t leave me alone
callin` all angels
callin` all angels
we`re tryin`
we`re hopin`
we`re hurtin`
we`re lovin`
we`re cryin`
we`re callin`
`cause we`re not sure how this goes

Candan, you were such a remarkable young woman. I mean that truly. Of course, I am fond of many young people I know through my children and many who are the children of my friends. But honey, when we lost you, we did lose a shining star, a young woman whose joy in life, belief in goodness, love and compassion, and many talents made all of our lives richer, better, happier. Your death blew a hole in the universe for all of us. I think of your parents every day, wishing I could somehow ease an unbearable grief. And you, honey, to see you once more. . . well, I'm crying now again. So I ask you, as your father does: please come to us in our dreams. "Walk me through this one, don't leave me alone." I send this blog now out into cyberspace, which seems no more or less real than the "space," heaven perhaps, to which I send all my love to you.

XOXOXOXO Jill


-------------------------------------------------------

Tekrar blog sitenin “varlığındayım” en azından.

Tatlım, Soren ve ben bu geçtiğimiz hafta seni pek özledik. Mutfak masasının üzerinde güzel pembe mis kokulu yıldızlı zambaklar ve pembe orkidelerle dolu vazonun yanında resmin var. 11
Mart günü mum yaktık ve seni anarak, senden ve seni ne kadar sevdiğimizden söz ederek birlikte mutfakta oturduk. Babanın geçen Nisan kabrinin başında müzisyenlere çaldırdığı müziği çaldık, sonra geçen yıl bu vakitler dünyanın ters taraflarında yas tutarken çaldığımız şarkıları çaldık. Soren bu şarkılardan birini epey önce buraya yollamıştı – bir Pearl Jam şarkısı, “Işık Yılları“. Güfte şöyle:

Ve nereye gitmiş olursan ol ve nereye gidecek olursak olalım.
Haklı gibi gelmiyor, bugün yok oluverdi.
Şimdi ışığın yansıyor, uzaklardan yansıyor.
Biz taştan başka neydik ki; ışığın bizi yıldız yaptı.

Ve ben “Bütün Melekleri Çağırıyorum” diye bir şarkı çalıyordum, sözleri şöyle:

bütün melekleri çağırıyorum
bütün melekleri çağırıyorum
beni bundan geçirin
beni yalnız bırakmayın
bütün melekleri çağırıyorum
bütün melekleri çağırıyorum
çabalıyoruz
ümit ediyoruz
üzülüyoruz
seviyoruz
bağırıyoruz
çağırıyoruz
çünkü bunun nasıl gideceğinden emin değiliz


Candan sen ne kadar sıra dışı bir genç bayandın. Bunu dürüstlükle söylüyorum. Tabii ki çocuklarımdan dolayı tanıdığım ve arkadaşlarımın çocukları olan çok sayıda sevdiğim genç var. Ama tatlım, seni yitirdiğimiz zaman gerçekten parlayan bir yıldızı yitirdik. Bir genç kadını yitirdik ki, onun yaşam coşkusu, onun iyiliğe, sevgiye ve merhamete olan olan inancı, onun saymakla bitmez yetenekleri, hepimizin yaşamını daha zengin, daha iyi ve daha mutlu yaptı. Ölümün hepimiz için evrende bir delik açtı. Her gün anneni babanı düşünüyorum, istiyorum ki dayanılmaz kederi bir şekilde yatıştırabileyim. Ve seni tatlım, seni bir kez dah görebileyim… ooo, işte yine ağlıyorum. Öyleyse babanın yaptığı gibi senden şunu istiyorum: lütfen bize rüyalarımızda gel. “Beni bundan geçir, beni yalnız bırakma.” Şimdi bu blog’u “uzay”dan ne daha fazla ne de daha az gerçek görünen siber-uzay’a yolluyorum, belki de cennete, oraya ve sana tüm sevgilerimi gönderiyorum.


XOXOXOXO Jill

0 Comments:

Post a Comment

<< Home