Monday, February 19, 2007

Ragıp Pekdiker'in gönderisi...

Eski bir arkadaş Ragıp Pekdiker'in e-mail gönderisi (neler hissettirdiğini tahmin edersiniz)
---------------------------------------------

Aliaga Petkim’den cicegi burnunda emekli arkadasim Erkan bu Pazar yine yapacağını yapmıs, bana güzel sunular gondermis.…Biri de “The Art of Ballet”.…Görüntüleri müzik esliginde izlerken 15 yıl öncesine daldım, yurt dısında degilsem eger, Bursa'da kızım Basak'ı Neriman Bale kursuna goturup getirdigim gunlere gittim. Elimde fotograf ya da video kamerası, yıl sonu gösterilerinde kızımızın yeteneklerini görebilmek icin nasil heyecen ve merakla koşardık Ahmet Vefik Pasa Tiyatrosuna.Ve tabii Candan’ı hatırladım.Ilk resitalleri öncesi Basakla birlikte kameraya poz veren minik gulec kızı.…Gecen yıl Mart ayıydı kötü haberi aldıgımızda. Bir arkadasım, tanıyanlar icin Bursa’daki cenaze törenini mail ile duyurmustu.Sordum ona: "Nasıl olmus?"Ertesi gun de haberini gazetede okudum.….Babası Kılıcaslan arkadasım ve meslektasım idi. Ailecek de görüşmüştük zaman zaman.Kızını yetiştirme konusunda en az meslegindeki kadar titizdi.Ileride sevsin diye, daha annesinin karnındayken duzenli olarak nasıl klasik müzik dinlettiğini anlatmıstı bir seferinde de, sasıp kalmıstım.Bunun etkili bir yöntem oldugunu yıllar sonra izledigim bir belgeselden ogrenecektim.…Mail ile bas saglıgı dıledim.“Hala kendine gelememesine” ragmen bir sure sonra beni yanıtladı.Daha sonra Candan için dedesinin Bornova’da okutacagı 52 mevlidinin tarihini bildirdi.Unutmusum, dogru ya, Izmir'liydi.…O gun esimle birlikte mevlidin okunacagı camideydik.Cocugunu yetistirmekte basarılı olmus, onunla gurur duymus bir arkadasımı, "tanrıya isyan olmasın, ama ne Candan ne de ben bunu haketmedik" diyen, acısının atesini icine gömmeye calısan bir baba olarak 15 yıl sonra görmek.. Yıllar yıllar sonra ilk kez bir camide mevlit dinlemek.. Emekli general dedenin yüzündeki ifadeden duygularını okumaya calısmak..Ve her beklenmedik ölümde oldugu gibi, yasamın anlamını bir kez daha sorgulamak..…Bir duyguyu, bir acıyı paylasmıs olmanın huzur dolu tevekkulu icinde, vedalastık, ayrıldık camiden.…Ben bunları dusunurken..Bitmiş meğer, The Art of Ballet’i bir daha baslattım yeni bastan.Gözlerimi kapattım.Sadece müzik var şimdi....Ve bitiyor yine....Seyirciyi selamlıyor Basaklar, Candanlar.Ahmet Vefik Pasa tiyatrosundan dışarıya tasıyor alkıslar.

Saturday, February 17, 2007

Candan's dream... /// Candan'ın rüyası...

Months before her passing, Candan told me this: "Dad, I know you are skeptical and pessimistic about my getting well. I assure you, a miracle will happen and I will overcome this illness, you'll see. Last night I dreamt of Gabriel. He asked me where I would like to go. I said I could hardly walk. He took me by the hand and said 'Don't worry, it will be easy.' We flew high up in luminous heaven and came back effortlessly. He told me that they would make me the chief trainer."

-------------------------------------

Vefatından aylar önce Candan bana şunları anlattı: "Baba, biliyorum benim iyileşeceğime ümitsiz ve kötümser bakıyorsun. Ama göreceksin bak, bir mucize olacak ve bu hastalığı yeneceğim. Dün gece rüyamda Cebrail'i gördüm. Bana nereyi gezmek istediğimi sordu. Güç bela yürüyebildiğimi söyledim. Elimi tuttu ve 'Merak etme, kolay olacak' dedi. Gökyüzünde ışıl ışıl bir yerlere uçup geri döndük zahmetsizce. Bana, beni baş eğitmen yapacaklarını söyledi."