Saturday, March 31, 2007

It's spring here, Candan

The seasons move on. We all get a little older, except for you, sweetheart, forever young. I haven't written in a while, swamped as usual with copyediting work, but I write now to tell you that you're in my thoughts every day, nevertheless, no matter how busy or filled with deadlines the day always seems to be.

Suddenly I looked up from my work today, and I missed you. It's getting close to graduation time at Connecticut College, and I see in my mind's eye the beautiful young lady who should be smilling her brilliant smile, crossing the stage to shake hands with the new president and take her diploma in biology. You will be with us that day, sweetheart.

Much love, Jill

--------------------------

Burada bahar oldu, Candan

Mevsimler ilerliyor. Hepimiz az az yaşlanıyoruz, sen hariç tatlım, sonsuza kadar genç kalacak sen hariç. Bir süredir yazmadım, her zamanki gibi metin düzenleme işinin batağına saplanmıştım, ama şimdi yazıyorum sana her gün düşüncelerimde olduğunu söylemek için, her şeye karşın, gün her zaman ne kadar yoğun ve yetiştirilmesi gereken işlerle dolu olsa bile…

Bugün birden işten başımı kaldırdım ve seni özledim. Connecticut College’de mezuniyet zamanı yaklaşıyor. Zihnimin gözünde ışıl ışıl gülümsemesini gülümseyen, yeni rektörle el sıkışmak ve biyoloji diplomasını almak için sahneyi uçtan uca geçen genç güzel hanımefendiyi görüyorum.

O gün bizimle olacaksın tatlım.

Çok çok sevgiler…

Jill

Wednesday, March 21, 2007

Rüya /// Dream

Dün Candan'ı rüyada gördüm. İlkokul birinci - ikinci sınıf çağlarındaydı. Elinde çanta okula gidiyordu. Ben de geriden izliyordum. Kaldırımda bir kedi görünce yolunu değiştirdi.

--------------------------

I saw Candan in a dream last night. She was a primary school first or second year kid, walking to school with schoolbag in hand. I was following her from behind. She changed her way seeing a cat on the sidewalk.

Thursday, March 15, 2007

Guiding Light /// Yol Gösteren Işık

Dear Candan,
I watched the video of your Conn College Memorial service last Friday and your absence seemed so much more upsetting. Sometimes on certain days I am just able to go about and remember all the wonderful things you have done and the wonderful presence you have been in my life and have ignored the realities. I have been so fortunate to have had you in my life. Thank you so much for being you and allowing me to see the potential optimism and perseverence that is possible of a person to extract from themself. But the funny thing is that it was so easy for you. that was just you...outspoken, humblingly generous, unconditionally welcoming and unassuming. Your talent and drive is an inspiration to me. To be able to endure what you went through is an immense task that not many people in this world could do. Candan, you were so silly and expected so much of yourself. It was a beautiful and painful thing to watch. I miss your smile!!!!! and your laughter and comforting thoughts. It didn't matter how much crap was going on in your life, but you remarkably without fail would level with me and get in my head and talk to me like a sister. I value this so much. I've never made a friend so quickly.
On March 11th I had a weird feeling. It is unsettling that a year has passed since your death. For a year you have been silenced. But in truth this silence is an allusion because you are a big part of who I am and I know you have inspired other people. I went salsa dancing for you on Saturday night. I wanted to dance because you can't now and I knew you would be proud of me. You danced like you knew you were the hottest thing on earth.....and you were!! :) The best dancing buddy ever. You very successfully found the balance in enjoying your talents and humbly coexisting with the rest of the common world. I admire this. I see you as a beautiful, quirky, unique, giving, loving, thoughtful, pensive, outgoing, active spirit that lived in this world in a way that I aspire to: enjoying the people around me, engaging in every opportunity, and serving as a light for hurting souls like myself. I love you forever Candan. You have helped and healed me. Hugs and kisses to you, beautiful Melek :)

--------------------------------------------

Dear Candan,

Geçen Cuma Conn College’deki seni anma töreninin video’sunu izledim ve yokluğun çok çok daha üzücü göründü. Kimi günlerde bazen düşüncelerimi toparlayabildiğim ve yapmış olduğun harika şeyleri anımsadığım oluyor, yaşamımda eşşiz yer almışlığını ve tatsız olabilecek gerçekleri görmezden gelebilme becerini düşünüyorum. Yaşamımda bulunmuş olduğun için ne şanslıyım! Sağol kendin olduğun için, bir insanın kendi içinden çıkarabileceği potansiyel iyimserlik ve sebatı görmeme yol açtığın için. Ancak garip olan şey, bunu sana pek kolay gelmesiydi. O sendin işte… açık sözlü, utandıracak ölçüde cömert, koşulsuz kabul edici ve alçakgönüllü. Senin yeteneğin ve iç gücün bana ilham veriyor. Başından geçenlere katlanabilmek, bu dünyadaki pek fazla insanın beceremeyeceği muazzam bir işti. Candan, ne kadar saftın, kendinden ne kadar çok şey bekledin. İzlemek güzel ve acı verici bir şeydi. Gülümsemeni özlüyorum!!!!! ve kahkahanı ve rahatlatıcı düşüncelerini. Yaşamında ne kadar berbatlık olduğu önemli değildi, hayranlık verici bir şekilde hiç aksatmadan benimle özdeşleşir, düşüncelerime girer ve kardeş gibi konuşurdun. Buna öylesine değer veriyorum ki… Hiç bu kadar çabuk arkadaş edinmemiştim.

11 Mart’ta garip bir hisse kapıldım. Ölümünden bu yana bir yıl geçmiş olması rahtasızlık verdi. Bir yıl oldu sen sessizleşeli. Ama gerçekte bu sessizlik söz gereği çünkü sen kimliğimin büyük bir parçasısın ve başkalarına iham kaynağı olduğunu biliyorum. Cumartesi akşamı senin için salsa yapmaya gittim. Dans etmek istedim çünkü artık sen edemiyordun ve benimle övüneceğini biliyordum. Sen dünyadaki en görkemli şey olduğunu biliyor gibi dans ederdin ...... öyleydin de!! :) Sonsuza dek en iyi dans eden dost. Yeteneklerinin sefasını sürmek ile bilinen dünyanın geri kalanıyla bir arada yaşamak arasındaki dengeyi büyük başarıyla bulmuştun. Buna hayranım. Seni bu dünyada benim erişmeye çalıştığım bir şekilde - çevremdeki kişilerden hoşlanabilen, her fırsatı değerlendirebilen, kendim gibi acı çeken ruhlara bir ışık görevi yapabilen – yaşamış güzel, sürpriz dolu, eşsiz, verici, sevgi dolu, anlayışlı, derin düşünen, dışa dönük, etkin bir kişilik olarak görüyorum. Seni sonsuz kadar seveceğim Candan. Bana yardım ettin, beni iyileştirdin. Seni kucaklar ve öperim, güzel Melek :)

Wednesday, March 14, 2007

Candan, we miss you so much! /// Candan, seni öyle özlüyoruz ki!

I am back "in the presence" of your blog spot, at least.

Honey, Soren and I have missed you so much this past week. We have your picture on the kitchen table with a vase of beautiful pink star lilies, so fragrant, and pink orchids. On March 11th, we lit candles and sat together in the kitchen, remembering and talking about you and how we loved you. We played the music your father had the musicians play at your grave site last April, and then we played songs that we had played last year at this time, when we were grieving on opposite sides of the world. Soren wrote about one of those songs in an early post here--a Pearl Jam song, "Light Years." The refrain goes like this:

And wherever youve gone and wherever we might go.
It dont seem fair, today just disappeared.
Your light's reflected now, reflected from afar.
We were but stones; your light made us stars.

And I was playing a song, "Calling All Angels," with this refrain:

calling all angels
calling all angels
walk me through this one
don`t leave me alone
callin` all angels
callin` all angels
we`re tryin`
we`re hopin`
we`re hurtin`
we`re lovin`
we`re cryin`
we`re callin`
`cause we`re not sure how this goes

Candan, you were such a remarkable young woman. I mean that truly. Of course, I am fond of many young people I know through my children and many who are the children of my friends. But honey, when we lost you, we did lose a shining star, a young woman whose joy in life, belief in goodness, love and compassion, and many talents made all of our lives richer, better, happier. Your death blew a hole in the universe for all of us. I think of your parents every day, wishing I could somehow ease an unbearable grief. And you, honey, to see you once more. . . well, I'm crying now again. So I ask you, as your father does: please come to us in our dreams. "Walk me through this one, don't leave me alone." I send this blog now out into cyberspace, which seems no more or less real than the "space," heaven perhaps, to which I send all my love to you.

XOXOXOXO Jill


-------------------------------------------------------

Tekrar blog sitenin “varlığındayım” en azından.

Tatlım, Soren ve ben bu geçtiğimiz hafta seni pek özledik. Mutfak masasının üzerinde güzel pembe mis kokulu yıldızlı zambaklar ve pembe orkidelerle dolu vazonun yanında resmin var. 11
Mart günü mum yaktık ve seni anarak, senden ve seni ne kadar sevdiğimizden söz ederek birlikte mutfakta oturduk. Babanın geçen Nisan kabrinin başında müzisyenlere çaldırdığı müziği çaldık, sonra geçen yıl bu vakitler dünyanın ters taraflarında yas tutarken çaldığımız şarkıları çaldık. Soren bu şarkılardan birini epey önce buraya yollamıştı – bir Pearl Jam şarkısı, “Işık Yılları“. Güfte şöyle:

Ve nereye gitmiş olursan ol ve nereye gidecek olursak olalım.
Haklı gibi gelmiyor, bugün yok oluverdi.
Şimdi ışığın yansıyor, uzaklardan yansıyor.
Biz taştan başka neydik ki; ışığın bizi yıldız yaptı.

Ve ben “Bütün Melekleri Çağırıyorum” diye bir şarkı çalıyordum, sözleri şöyle:

bütün melekleri çağırıyorum
bütün melekleri çağırıyorum
beni bundan geçirin
beni yalnız bırakmayın
bütün melekleri çağırıyorum
bütün melekleri çağırıyorum
çabalıyoruz
ümit ediyoruz
üzülüyoruz
seviyoruz
bağırıyoruz
çağırıyoruz
çünkü bunun nasıl gideceğinden emin değiliz


Candan sen ne kadar sıra dışı bir genç bayandın. Bunu dürüstlükle söylüyorum. Tabii ki çocuklarımdan dolayı tanıdığım ve arkadaşlarımın çocukları olan çok sayıda sevdiğim genç var. Ama tatlım, seni yitirdiğimiz zaman gerçekten parlayan bir yıldızı yitirdik. Bir genç kadını yitirdik ki, onun yaşam coşkusu, onun iyiliğe, sevgiye ve merhamete olan olan inancı, onun saymakla bitmez yetenekleri, hepimizin yaşamını daha zengin, daha iyi ve daha mutlu yaptı. Ölümün hepimiz için evrende bir delik açtı. Her gün anneni babanı düşünüyorum, istiyorum ki dayanılmaz kederi bir şekilde yatıştırabileyim. Ve seni tatlım, seni bir kez dah görebileyim… ooo, işte yine ağlıyorum. Öyleyse babanın yaptığı gibi senden şunu istiyorum: lütfen bize rüyalarımızda gel. “Beni bundan geçir, beni yalnız bırakma.” Şimdi bu blog’u “uzay”dan ne daha fazla ne de daha az gerçek görünen siber-uzay’a yolluyorum, belki de cennete, oraya ve sana tüm sevgilerimi gönderiyorum.


XOXOXOXO Jill

Monday, March 12, 2007

Aslı Abla'dan /// From Asli Abla

Canım Kardeşim...
Bir yıl oldu seni kaybedeli.Buna inanmak hala çok zor.Zaman özlemini arttırdı sadece.Seni o kadar çok özledim ki.Resimlerini çıkarmadım hiç.Bir yıldır panomda asılı.Ve ben hep konuşuyorum seninle.Geçen yıl 11 Mart’ta bırakıp gittin bizleri.Güzel gözlerin kaldı hatıramda...Sensiz ne yaparım derken bir yıl geçti üstünden.Sana bu kadar çok alışmasaydım keşke diye düşünüyorum kimi zaman ..Keşke bu kadar çok kardeşim diye benimsemeseymişim,o zaman bu kadar özlemezdim,bu kadar acı vermezdi diye düşünüyorum.Sonra hemen kızıyorum kendime.Çünkü o kadar güzeldi ki senle geçen anlar..O anların güzelliği ayakta tutuyor belki de bizleri.İyi ki yaşadım seni...İyi ki hayatımın büyük bir parçası oldun....Geçen gün rüyama girdin.Rüyamda yatakta yatıyordun,saçların uzundu ve çok güzeldin.Yüzün parlıyordu ve gözlerin ışıl ışıl gülümsüyordun.Yanına uzandım elimi yanağına koyup sevdim yanağını uzun uzun.Sen de gülümsemeye devam ettin.Hiç konuşmadan gülümsedik birbirimize yanyana yatarak.Uyandığımda buruktum ama aynı zamanda mutlu.Çünkü az da olsa özlemim dinmişti....Daha çok gel.SENİ ÇOK FAZLA SEVİYORUM.VE ÇOK ÖZLÜYORUM BEBEĞİM.Dualarım seninle.Bu gece de senin için dua ediyor olacağım...KALBİMDESİN.HER ZAMANKİ GİBİ.
ABLAN


----------------------------------------------------

Dear Sister, My Life,

A year has passed since losing you. It is still difficult to believe this. Time has only increased the longing. I miss you so much! I have never removed your photos. They have been fixed to my panel for a year. And I always talk to you. You departed and left us behind on 11 March last year. Your beautiful eyes remain in my memory… I was thinking how I could cope without you but here we are - a year elapsed. At times I think I should not have gotten used to you this much. Should not have taken you so fondly for a sister – I think then I would not miss you and feel the pain this much. And instantly I get angry with myself. Because the moments with you were so delightful. Perhaps the beauty of those moments keep us upright. How thankful I am for having experienced you. For you having become a large part of my life. I dreamed of you the other day. You were lying on bed. Your hair was long. You were very pretty. Your face was shining and you were smiling with sparkling eyes. I laid myself down beside you, put my hand on your cheek, and caressed your cheek a long while. You kept smiling. We lied side by side smiling to each other without talking. I was both bitter and happy when I woke up. My longing had eased a little. Come more often. I LOVE YOU SO VERY MUCH AND MISS YOU A LOT, MY BABY. My prayers are with you. I shall be praying for you tonight as well. YOU ARE IN MY HEART. AS EVER.

YOUR ELDER SISTER

Saturday, March 10, 2007

Candan Ödül Bayraktar Hatıra Ormanı oluşturuldu /// Candan Ödül Bayraktar Memorial Grove has been established

Candan'ın anısına 09.03.2007 günü bir karaçam korusu/ormanı oluşturuldu. Kastamonu Çevre Orman İl Müdürlüğü'nün değerli yardımlarıyla 300 fidan dikildi. Koru/orman, Araç - Kastamonu yolunda Kanlıgöl'ü 5 km geçince ve Kastamonu'ya tam 20 km kala yolun sol tarafındadır. Kızımın ruhu şad olsun. Yetkililer Nuran Hanım ve Hüseyin Yıldız'a teşekkür ediyorum.

---------------------------------

A black pine grove/forest was established in Candan's memory on 9 March, 2007. Three hundred trees were planted with the help of Kastamonu Provincial Directorate of Environment and Forestry. The grove/forest is on the left side of the Araç-Kastamonu highway 5 km past Kanlıgöl and exactly 20 km to Kastamonu. God bless my daughter's soul. I thank the civil officials Ms. Nuran and Mr. Hüseyin Yıldız for their attention and support.